Ağzınızda zehir mi var?

Cıva; kurşun, hatta arsenikten bile çok daha zehirli bir maddedir. Gümüş renkli dolgu olarak bilinen amalgam dolgular ise yüzde 50 oranında cıva içerir. Günümüzde artan sayıda bilim adamı, doktor ve diş hekimi; gümüş amalgamların yasaklanması gerektiğini söylüyor

 

Ülkemizde, konu ne olursa olsun, birisi çıkıp kötü ve insanlığa zarar veren bir durumu tespit etmeye çok teşvik edilmiyor. Böyle olunca; amalgam gibi şu anda insan hayatını bir anlamda tehlikeye atan durumu, ne ölçüde tartışmaya açarsak, o derecede karmaşık görüşlerle karşılaşıyoruz. O zaman konuyu nasıl aydınlatmamız gerekir? Ben bunun için 1968'den beri bu alanda her türlü bilimsel değerlendirmeleri de kendine esas alan, A.B.D.'nin en saygın televizyon programını sizlerle paylaşmak istedim. Programın adı, 'Sixty Minutes' (60 Dakika). Söz konusu program; yayın günü sadece amalgam konusunu izleyicileriyle paylaşıyor. Ve aynen şöyle bir ifadeyi kullanmakta hiçbir sakınca görmüyor: Ağzınızda zehir mi var? Amerikan Diş Hekimleri Birliği, olmadığını söylüyor. Fakat birliğin bazı üyeleri amalgamın bir zehir olduğunu söylüyor ve amalgam kullanmayı bırakıyorlar. 

 

DR. VEMI CIVADAN VAZGEÇTİ 

Dr. Vemi; Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO), 'Çevrede Cıva' üzerine çalışan kurula kayıtlı bir bilim adamıdır. Aynı zamanda Calgary Tıp Okulu'nda araştırmacı ve diş hekimidir. Cıva buharının amalgam dolgulardan çıktığını yıllar önce öğrendiğinde kendi uygulamalarında cıva kullanımından vazgeçmiştir. Ben de cıva buharının dolgulardan çıktığını ölçtüğümde haklı bir endişe duydum ve bu haklı endişe neticesinde kendi hastalarıma amalgam uygulamaktan vazgeçtim. Az miktarda cıva buharı alacaksınız, o kadar da kötü bir şey değil mantığı; çok iç acıtıcı geliyor insana. Dr. Hiber, Amerika Diş Hekimleri Birliği (ADA: American Dental Association) adına konuşmakta, her geçen gün daha fazla diş hekiminin amalgam konusunda ciddi endişe duyduğunu fakat amalgamın tamamen güvenli olduğunu söylemektedir. Yedi yıl önce ADA, dolgulardan hiç buhar yayılmadığını söylemekteydi. Ağız içinde çıkan buharın sorun teşkil edecek seviyenin çok altında olduğunu, tespit edilen buhar seviyesinin klinik olarak önemsiz görüldüğünü bildirmekteydi. Demek buharın yayıldığını doğrulayabilirsiniz... Bunu hiç tartışmıyoruz bile, fakat çiğneme esnasında dışarıya çıkan buharın miktarı son derece az olup sorun yaratmamaktadır. Konu şu ki, kişi sürekli olarak düşük dozda ağır metal alımına maruz kalmaktadır. Amalgam dolgulara sahip bütün batı dünya insanları aslında bir laboratuvardır ve açığa çıkan cıva konusunu kimse incelemedi bile... Mesele cıvanın bir-iki kere salınması değil, insanların günden güne ciddi manada maruz kalmasıdır. Ve henüz bu araştırma girişimlerinin çok başındayız. "Dr. Vemi ağzımda cıva buharının miktarını ölçen bir test uyguladı. Bendeki oran, daha önce ölçtüklerinden 10 kat daha yüksek çıkmıştı. 10 tane büyük amalgam dolgum vardı. O zaman bana demişti ki 'Bina olsaydın seni mühürlerlerdik'. O kadar yüksekti oran..." 

 

DEĞNEK KULLANMAYI BIRAKTI! 

Feidors ve eşi; Dr. Vemi'nin hastaları. Kadın; eklem iltihabı, hafıza kaybı, yorgunluk yaşamaktaydı. 1985 yılında 35 yaşında iken doktoru ona altı ay içinde tekerlekli sandalyeye mahkum olacağını söylemişti. Kocası cıva ile artrit arasında bağlantı olduğunu okuduğunda Dr. Vemi'ye eşinin dolgularının sökülmesini söyledi. "Başlayın ve yapın şu işi. Kaybedecek bir şeyimiz yok, çünkü eşim bu tahminlere göre Noel'e kadar tekerlekli sandalyeye oturmuş olacak ve hayatının sonuna kadar böyle olacak. Benim için bu çok korkutucuydu..." "Amalgam dolgulardan kurtarıldım ve üç hafta sonra değnek kullanmayı bıraktım, bütün hastalık belirtileri yok olmuştu... Daha enerjik hissediyordum, titremelerim gitmişti ve ellerimle bir şeyler yapabiliyordum artık. Olağanüstüydü" diyor Feidors'un eşi. Eklem, el ağrıları azalmıştı. Fakat en önemlisi ayaklarında ağrı yoktu, yürüyebiliyordu. Şikayet edilen hiçbir rahatsızlık belirtisi kalmamış mıydı? Yüzde 95'i gitmişti. Bu klinik bir kanıttı. Dr. Vemi'nin bahsettiği kanıt, bilim adamlarının anekdotsal dediği türdendi. İyileşme raporları, sıkı laboratuvar ortamında yumuşatılmamıştı. Avrupa ve ABD'de binlerce anekdotsal hikaye var. Illinois'teki bu grupta manik depresyon, kronik yorgunluk ve migren ağrılarında, multiple skleroz ve anemide hafifleme görülmüştür. 

 

DANS ETMEYE BAŞLADI 

Geçen Mayıs ayında San Jose'den Nancy'nin doktoru kendisinde multiple skleroz olduğunu söylemişti. Teşhis, MRI (magnetic resonance imaging) ve MRI tarama ile doğrulanmıştı; tedavi edilemez... Diş hekimliği sektöründe çalışıyordu ve hastaların amalgam dolguları söküldükten sonra iyileşme gösterdiğine dair bazı raporların olduğunu duymuştu. "Doktorlar beni uyarıyordu, beklentilerim çok yüksek diye... Gerçekçi olun. Eğer iyileşecekseniz uzun zaman alacaktır" diyorlardı. Sonunda beş amalgam dolgusu sökülmüştü. Diş hekiminin yanından değnekle ve arkadaşının koluna dayanarak çıkmıştı. "Ertesi sabah doktoruma gittiğimde değneğimi gözleri önünde atıp 'Bakın işte!' dedim. 'Bu kadar çabuk mu oldu?' dedi. 'Bu kadar çabuk' dedim. Doktor faydalı olacağını biliyordu, fakat hemen ve bu kadar etkileyici olmasını beklemiyordu. Sesim geri gelmişti, yürüyebiliyordum, kalem tutabiliyordum artık... Cesaret vericiydi. O akşam San Francisco'ya akşam yemeğine gittim, iki kere dans ettim ve Mayıs'tan beri yürüyorum." 

 

CIVA, BEYİN HASARI YAPIYOR

Gümüş amalgam dolgu, yüzyılımızın ölümcül seçeneği. 100 milyondan fazla amalgam dolgu, geçen yıl Amerikalılar'ın ağzına konuldu. Burada muhtemelen atlanan şey, gümüş renkli dolgu olarak bilinen amalgam dolgu materyalinin yüzde 50 oranında cıva içermesidir. Cıva, kurşun, hatta arsenikten bile çok daha zehirli bir maddedir. Amalgam dolgular çok uzun zamanlardan beri kullanıldığından ve cıvanın diğer metallerle karıştırıldığında oldukça sağlam bir yapıya sahip olmasından; güvenli olup olmadığı üzerinde çok fazla araştırma yapılmamıştır. Cıvanın olumlu olduğunun düşünülme sebebi; Amerika Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından tıbbi onaylı olmasıdır. Ancak günümüzde giderek artan sayıda bilim adamı, doktor ve diş hekimi; gümüş amalgamların yasaklanması gerektiğini söylemektedir. Yeni bir gelişme olarak, geçen yaz ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA - US Environmental Protection Agency) yaydığı buhardan dolayı cıvanın iç mekan boyalarda kullanılmasını yasaklamıştır. 10 dakikalık çiğnemenin ardından hastanın ağzındaki cıva buharı yeni boyanmış odanın içindeki cıva buharından 92 kat ve ABD hükümetince işyerlerinde müsaade edilen cıva buharı oranından üç kat daha yüksek bulunmuştur. İşte bu gümüş amalgam dolgu; gümüş, bakır, kalay, çinko ve cıvadan oluşmaktadır. Yarısı ise cıvadır. İşyerinde cıvaya maruz kalmanın böbrek rahatsızlığı, beyin hasarı, nefes darlığı ve multiple skleroz belirtileri gibi rahatsızlıklara neden olabildiği bilinmektedir. Cıvaya maruz kalmanın güven eşiği ise yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde en ufak cıva miktarına karşı şiddetli tepki göstermeyecek hiç kimse yoktur. 


22/03/2015